top of page
Yazarın fotoğrafıatesdiyet

Ketojenik Diyetle Yağlarımızı Yakalım mı?

Adını son zamanlarda sıkça duyar olduk: “Ketojenik Diyet!”. Üstelik karatay diyeti veya taş devri diyeti gibi bazı popüler diyetlerin temelinde de ketojenik diyet var. Hızlıca kilo verelim, spor yaparken beslenmemizi değiştirelim, yağlarımızı yakalım veya daha sağlıklı olalım derken vücudumuza neler yaşatıyoruz, sonuçları neler oluyor diye hiç düşünüyor muyuz? Aslında bazı hastalıkların tıbbi beslenme tedavisinde kullanılan bu diyet modeli karşımıza ağırlık kaybı amaçlı nasıl çıktı peki? Hadi gelin ketojenik diyeti birlikte inceleyelim!


keton ve ketojenik diyet nedir?

Vücudumuzun başlıca enerji kaynağı karbonhidratlardır. Yeterli karbonhidrat almadığımız/alamadığımız durumlarda vücudumuz bir süre sonra alternatif enerji kaynağı olan yağlara yönelir ve yağlardan keton cisimciklerini sentezler.

Ketojenik diyetin temelinde keton cisimcikleri yatar. Bu diyet modelinde genellikle karbonhidrat alımı neredeyse sıfırlanır. Dolayısıyla vücudumuza yüksek miktarda protein ve yağ almış oluruz. Vücudumuz da bu beslenme tarzına göre adapte olmaya çalışır, enerji kaynağı olarak yağları kullanmaya başlar. Hızlı ağırlık kaybını sağlayan da bu metabolizmadır ancak unutulmamalıdır ki bu süreç vücudumuzu yorabilir ve çeşitli sağlık problemlerine yol açabilir.


kilo kaybı daha mı fazladır?

Yapılan araştırmalar göstermiştir ki ketojenik diyet kısa vadede en hızlı ağırlık kaybı sağlayan diyet modellerinden biridir, ancak uzun vadede ağırlık kaybı açısından en sağlıklı beslenme modeli olarak değerlendirdiğimiz Akdeniz tipi diyet ile arasında pek bir fark yoktur.


sağlığımıza etkileri nelerdir?

Ketojenik diyette vücudumuza fazlasıyla protein ve yağ almış oluyoruz. Özellikle uzun süreli yüksek protein alımına bağlı olarak böbrek taşı riski artabilir, ürik asit seviyelerimizde de artış görülebilir ve bu durum gut hastalığı ile sonuçlanabilir. Yüksek yağ alımına bağlı olarak ikinci beynimiz dediğimiz bağırsaklarımızdaki yararlı bakterilerin sayısı azalabilir. Ayrıca bu tip beslenmeye bağlı kemiklerimizdeki mineral yoğunluğu da azalabilir yani osteoporoz riskimiz artabilir.

Görsel ve sosyal medyada kilo kaybının yanı sıra ketojenik diyetin çeşitli kan parametrelerini düzelttiği, diyabet gibi kronik hastalıkların tedavisinde kullanılabileceği şeklinde iddialar var. Ancak bilim de: “sonuçlarımız çelişkili, çok daha fazla çalışmaya ihtiyacımız var!” diyor. Yani henüz kanıtlanmış bir durum yok. Bu da demek oluyor ki “iddia edildiği” gibi başkasına iyi gelebilen bu diyet modeli sizin hayatınızı alt üst edebilir.


hiç mi olumlu bir tarafı yok?

Elbette var! Ketojenik diyet epilepsi veya bazı metabolizmal hastalıkların tıbbi beslenme tedavisinde kullanılmakta. O hastalıklara sahip kişilerin hayatına en güzel şekilde dokunabilen, doktor ve diyetisyenin multidisipliner çalışması ile planlanan bir diyettir. :)

sonuç olarak…

Son yıllarda ülkemizde ve batıda artan obezite oranına bağlı olarak her geçen gün özellikle işin uzmanı bile olmayan kişiler tarafından yeni bir diyet modeli/listesi çeşitli medya araçları ile halka sunulmakta. Hızlı bir şekilde ağırlık kaybı isteyen kişiler bu yöntemleri tercih edebiliyor ancak maddi ve manevi kayıpların yanı sıra ciddi sağlık sorunları da yaşanabiliyor. Ketojenik diyet planlaması doktor ve diyetisyeninizin gerek gördüğü takdirde multidisipliner çalışmaları ile size özel olmalıdır. Ayrıca sağlığımızı bir kenara bırakıp sürdürülebilir olmayan diyetler ile kilo verdiğimizde herhangi bir davranış değişikliği oluşmadığından dolayı eski beslenme tarzımıza geri dönüp verdiğimiz kiloları kat kat geri alıyor, sonra tekrar zayıflamaya çalışıyoruz yani aslında kendimizi yoyo döngüsünün içinde bulabiliyoruz. Unutulmamalıdır ki her zaman önceliğimiz sağlık olmalı, kilomuz gitsin derken sağlığımız elden gitmemeli! “Ekmeği kestim, kilo verdim.” asla bir çözüm yöntemi değildir, aksine sağlığımız açısından tehdit oluşturan bir davranıştır. Doğru olan yeterli ve dengeli beslenmeyi, bir davranış biçimi haline getirebilmektir. Bu süreçte ise size en iyi ve en doğru desteği ise yine “beslenme alanının uzmanları” olan biz diyetisyenler verebilir.

En kıymetli hazineniz olan sağlığınız her zaman önceliğiniz olsun, sağlıcakla kalın…

284 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page